Atakan ve Teyit ekibi dijital platformlarda hızla artan bilgi kirliliğini fırsata dönüştürüyor. Web siteleri üzerinden yayınladıkları analizlerde yalan haberleri ortaya çıkarırken okuyucuları doğru habere ulaşmayı sağlayan araçlara dair bilgilendiriyor, onları medya kurumlarını denetlemeleri için güçlendiriyor ve motive ediyor.

2017 yılında Türkiye toplumunun %70’inin birincil haber alma kaynağı sosyal medya oldu. Dijital platformların medya sektöründe öne çıkmasıyla birçok yalan haber hızla yayılmaya ve bu yalan haberler sonucunda kişiler/kurumlar linç edilmeye, asılsız iddiaların korkusu sosyal hayatı etkilemeye başladı. ​

Mehmet Atakan Foça bu bilgi kirliliğini Türkiye’de medya okuryazarlığını artırmak için bir fırsat olarak kullanıyor. Teyit ekibi tarafından hazırlanan haber analizleri sayesinde yurttaşlar arasında yalan haberlere dair farkındalık uyandırılıyor, yayımlanan kitapçık ve videolarla bireylerin doğrulama becerileri artırılıyor. Bir yıldan kısa sürede analizleriyle 1.2 milyon tekil kullanıcıya ulaşan Teyit ekibi, bu kullanıcıların 10,000’inin şüpheli haberleri ihbar ederek veya kendi analizlerini yazarak içeriğe destek olduklarını gördü. ​

Yanlış bilginin kaynağına inerek sorunu kökünde bitirmek isteyen Atakan şimdiye kadar 300’den fazla gazeteci ve medya çalışanı ile eğitimler gerçekleştirdi, 1,000’den fazla üniversite öğrencisiyle medya okuryazarlığı üzerine çalıştı.​

Durukan ve Anadolu Meraları, onarıcı tarım yöntemleriyle yetiştirilmiş hayvansal ürünleri şehirlerdeki bilinçli tüketici topluluklarıyla buluşturarak hem toprağı zenginleştiriyor hem de sürdürülebilir, sağlıklı ve adil üretim zincirleri oluşturuyor.​

Tarımsal üretimde uygulanagelen tekniklerin hemen hepsi her geçen yıl toprağın kalitesinin ve veriminin düşmesine ve besleyici olmayan besinlerin üretilmesine sebep oluyor. Sadece Türkiye’de her yıl 753 ton verimli toprak erozyonla yok oluyor, çölleşme büyük hızla artarken küçük çiftçiyi zor durumda bırakıyor.​

Durukan ve Anadolu Meraları ekibi tüm dünyada etkisi kanıtlanmış onarıcı tarım tekniklerini yerel ihtiyaçlar dahilinde yeniden tasarlıyor, bu tekniklerin en doğru biçimde uygulanması için bölgeye aşina deneyimli çiftçiler ile yeni çiftçileri bir araya getiriyor. Uygulamalar sonucunda karbon yeniden toprakta bağlanıyor, toprağın verimi artarken küresel iklim değişikliği yavaşlatılıyor. ​

Anadolu Meraları uygulama arazisinde son bir yılda 520 ton karbon toprağa gömüldü, bu Türkiye’de yaşayan 320 kişinin yıllık karbon salınımına denk geliyor. 2015 yılından beri 150 genç çiftçi adayı Anadolu Meraları eğitimlerine katıldı ve sonrasında bire bir danışmanlık aldı. Onarıcı tarım ile üretilen hayvansal gıdaların kent tüketicisine ulaştırılması için Safi Mera girişimi kuruldu ve aktive edildi.

Uygar ve Good4Trust.org, ekolojik sürdürülebilirliği tehdit eden tüketim ekonomisine alternatif bir model yarattı: Türetim ekonomisi.

Dünya, ekolojik, ekonomik ve toplumsal bir krizin içinde. Ekolojik sürdürülebilirlikle birlikte toplumsal yapıları da tehdit eden tüketici ekonomik model, artık işe ysaramıyor. Bunun alternatifi ise Türetim ekonomisi modeli.​

Bu modelde, adil ve ekolojik üretim yapan üreticiler ve bu ürünleri satın alan türeticiler bir online platformda buluşarak topluluk oluşturuyor. Türeticilerin, bütün ihtiyaçlarını ekolojik ve sosyal açıdan adil üreticilerden karşıladığı, adil ve ekolojik açıdan sürdürülebilir gelir yarattığı bu modelde, bu değeri toplayan Good4Trust’taki üreticiler de aynı zamanda bir türetici olarak bütün üretim ve yaşam ihtiyaçlarını birbirlerinden karşıladığında, bu değer sistem içinde kalıyor. ​​Modelin öngörüsü, dışarıya kaçan bir değer söz konusu olmadığında, makro ölçekteki döngüsel ekonomi, yani Türetim Ekonomisinin, büyüyerek kâr maksimizasyonunun ve tüketime dayalı büyüme ekonomisinin yerine geçeceği yönünde. ​

Şu ana kadar 130.000 TL, ekolojik ve sosyal açıdan adil üretim yapan 63 üreticiye gitti ve bu üreticiler de kendi aralarında alışverişe başladı. Şu anda kendisine türetici diyen 10.250 kişi ve bu türeticileri temsil eden 7’ler Konseyi’nin seçtiği 63 üretici bir araya gelerek bir topluluk oluşturdu.​ Good4Trust.org’un 2019 planları arasında türetici sayısını artırma, üretici çeşitliliğini geliştirmenin yanı sıra Latin Amerika, Afrika ve Avrupa pazarlarına açılma fırsatları bulunuyor. ​

Tanfer Dinler ve Tarsim, mirasçı odaklı ve çok paydaşlısigorta poliçe modelleriyle Türkiye tarım sektörünün geleceğinin korunması ve kırsal nüfusta ekonomik içermenin sağlanmasının arkasındaki itici güç oldu.

Türkiye’de işgücünün %25’i tarımsal üretimde çalışıyor ve Türkiye, dünyanın en büyük 7. tarım ürünü üreticisidir. Bu fırsata rağmen, Türkiye kırsalında risk yönetimi, çiftçi dostu tarım sigortasının eksikliği de çiftçiler için yıkımı beraberinde getirmekteydi.

Tanfer Dinler dünyanın ilk katılımcı tarım sigortası örneklerinden birini 30 yıl önce Türkiye’de kurguladı. Çiftçilerin faydasını merkeze alarak tasarladığı sigorta modeli ile özel sektör ve kamu kurumlarını bir araya getirdi, çiftçilerin güçlenmesi için onların çıkarlarını gözeten bir ekonomi modelinin var olması gerektiğini TBMM’yi de içine alan büyük kitlelere anlattı.

Bu süreçte kurulan ve devlet destekli bir havuz sigorta fonu olan TARSIM ile şimdiye kadar 6 milyon tarım sigortası poliçesi yapıldı, çiftçilere kayıpları için yapılan ödemeler 1 milyar doları aştı. Kurguladığı model ve çok paydaşlıdüşünme yapısı sayesinde Tanfer Dinler birçok ülke liderinden davet aldı, dünyanın diğer bölgelerinde katılımcı tarım sigortası fikrinin gelişmesine katkı sağladı. Tanfer Dinler halen Türkiye kırsalında seyahat ederek çiftçilerin nabzını tutuyor, birçok genç tarım girişimcisine rehberlik ediyor.

Güney Haştemoğluve Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı, risk altındaki çocuklar ve aileleriyle beraber güçlendirici çalışmalar yaparak suça itilmiş çocuk sayısını minimuma indiren hareketin başını çekiyor.

Türkiye’de her yıl 120.000 çocuk adalet sistemine maruz kalıyor.  Çocukların ve gençlerin çoğu, bazen hüküm giyen veya tutuklanan ebeveynlerin çocukları olarak dezavantajlı toplumlardan geliyorlar. Halihazırda, Türkiye’nin hapishanelerinde 12-17 yaş arası 2500’ten fazla çocuk bulunuyor. Hapishanedeki bir başka çocuk grubunu da, annelerinin cezası nedeniyle, bazen hayatlarının ilk 6 yılını hapiste geçiren tutuklu kadınların çocukları oluşturuyor.

Güney Haştemoğluve  Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı Türkiye’de ilk kez adalet sistemindeki çocukları gündeme taşıdı, suça itilmiş çocuklara rehabilitasyon ve çeşitli eğitim imkanları ulaştırarak kamu ve sivil toplum kuruluşlarına iyi örnekler sundu. Vakfın 25 yılı aşkın süredir devam eden çalışmaları sayesinde politika düzeyinde değişimler yaşanıyor, Adalet Bakanlığı içerisinde açılan yeni birimlerle hapishanelerdeki çocukların topluma katılmasını sağlayacak çalışmalar yapılıyor.

25 yıldır alanda aktif faaliyet gösteren vakıf ve Güney Haştemoğlu, adalet sistemindeki çocukların hakları üzerine çalışan diğer girişimler için bir okul ve şemsiye kurum işlevi görüyor.